Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlenen basın toplantısında; Orta vadeli program kapsamında vergi reformu hazırlıklarına tepki gösterdi. Baş şunları söyledi:
“Çalışma Bakanı göstergelerin iyi ve olumlu olduğunu söyledi. Bu nedenle temmuz ayında binlerce çalışanın beklediği asgari ücrette geçici bir artış olmayacağını açıkladı. Gerçekten bunların hangi veriler olduğunu sormak zorundayım” efendim. ve hangi ülkede yaşadığını araştırıyor. Dürüst olacağım, ona 'yalancı' bile demek istemiyorum.” Çünkü yalanın bile en azından bir ölçüde inandırıcılık hakkı vardır. Bu ülkede yaşayan birinin söyleneni ciddiye alması mümkün değil. Yalan söylemeyin, vatandaşa küfrediyorlar, hakaret ediyorlar, akıllarıyla dalga geçiyorlar. Sokağa çıktığımızda gördüğümüz tek gerçek var, ekonomik durumdan rahatsızlığını dile getiriyor ve olmanın acısını yaşıyor. Yoksulluk, faturaları ödeyememek, markete gidememek, herhangi bir harcama yapamamak. Ama bunların hükümetin gündeminde yeri olmadığını görüyoruz.
“SON HASTALIKLARINI ALACAKLAR”
Günlerdir yasa hazırlıklarının sızdırıldığı, vergilerde düzenleme yapılacağı yönünde söylentiler dolaşıyor. 85 milyon vatandaşı doğrudan etkileyecek vergi mevzuatı çıkacak. Bunu bir 'haber sızıntısından' öğreniyoruz. Öyle mi olmalı? Eğer gerçekten vatandaşların yararına bir şeyler yapmayı düşünüyorsanız öncelikle ilgili kişileri davet etmelisiniz. Bu bir bakıma kamuoyu hazırlamak ya da kamuoyuyla pazarlık yapmak olarak değerlendirilebilir ama sonuçta akla aykırıdır. Yasama usulüne aykırıdır. 22 yıldır ülkeyi onlar yönetiyor, 22 yıldır vergi reformunu tartışıyoruz ve 22 yılın sonunda bizi bu krizden ve ekonomik yıkımdan kurtarmak için buldukları çözüm ise yeni vergi düzenlemesi olacak. vatandaşların hasadının son lokması.
“VATANDAŞI ZATEN YERİN ALTINA GÖMDÜNÜZ”
Türkiye'de bir yanda bu iktidarın destekçileri ve zenginler var, diğer yanda hepimiz bir aradayız, tablo bu. Ocak ayında bu maaşları belirlediğinizde, ilk maaşımızı aldığımızda açlık sınırının altında olacağı açıktı. Hayatları her geçen gün zorlaşan milyonlarca asgari ücretli işçiye bir çağrı yapıyoruz, bu çağrıya uymamız gerekiyor. Temmuz ayında asgari ücrete geçici bir artış yapılması zorunluluktur. 10 bin liralık emekli maaşı yok. Bu ülkede kamu çalışanları yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkum ediliyor, bu kabul edilemez diyelim. Bunu yapmayan beyler de vergi koymak için geri adım atıyorlar. Zaten vatandaşı yer altına gömdünüz. Bir ülkede vergilerin kimden alındığı, nasıl toplandığı, nasıl harcandığı o ülkedeki yönetimin sınıf yapısını gösteren en net siyasi verilerdir. AKP zenginlerin partisidir, patronların partisidir.
“Zengini daha da zengin etmek için ellerinden geleni yapıyorlar”
Sokağa çıkın, vatandaşın belinde artık delik yok, iktidarın söyleyecek tek sözü var; “Kemerlerimizi sıkmaya devam edeceğiz” Beyler hapşırıp hapşırıncaya kadar yemek yiyip eğlenecek, sokaktaki yoksul vatandaşlar ise kemerlerini sıkmak zorunda kalacak. Bu ülkenin %99'unun tek bir yükümlülüğü var; Bu hükümetten kurtulmamız lazım. 22 yıldır ülkeyi mahvetti, daha çok çalışmalıyız. İflas edecekler ve biz daha fazla vergi ödemek zorunda kalacağız. Sağda solda “Ben ekonomistim” diye bağıranları unutmayacağız. Bu akıl, yani ülkeyi bir işletme gibi yöneten akıl, ülkenin bugünlere gelmesinin birinci derecede sorumlusudur. 17 bin lira kazanandan da, 17 milyon lira kazanandan da aynı dolaylı vergiyi alıyoruz. “Bu yüzde 1'i en zengin, hatta daha da zengin yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar.”