Solaris: Avrupa Uzay Ajansı’nın uzaydan güneş enerjisi ışınlama planı

solaris

Kaynak, ESA

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) bugün onaylaması beklenen Solaris programıyla, uzaya yerleştirilecek panellerle toplanacak güneş enerjisini Dünya’ya kablosuz bir şekilde aktarmayı planlıyor.

Uzmanlar, üç yıl sürmesi beklenen çalışma sonunda milyonlarca evin elektriğini uzaydan düşük maliyetle alabileceğini söylüyor.

Programın nihai amacı, her biri bir elektrik santrali ile aynı miktarda elektrik üretebilen dev uyduları Dünya yörüngesinde konumlandırmak.

Çeşitli kuruluşlar ve diğer uzay ajansları bu fikri daha önce gündeme almıştı ancak Solaris, uzay tabanlı bir yenilenebilir enerji sistemi geliştirme planının temelini atan ilk girişim olabilir.

ESA’nın yönetim konseyi, fikri bugün Paris’teki Genel Merkezinde değerlendirecek.

Bugünkü konsey toplantısında ESA, Avrupa Birliği’ne (AB) üye 22 ülke temsilcisinden 2023-25 dönemi için 18,7 milyar euroluk bütçe planını onaylamasını isteyecek. 3 yılda bir toplanan konseyin bir önceki dönemde bütçe teklifi 14,5 milyar euro olarak belirlenmişti.

Toplantıda Solaris ile birlikte, uzay ajansının uzay araştırmaları, çevresel izleme ve iletişim planlarının bir sonraki aşamaları da görüşülecek.

ESA Genel Müdürü Josef Aschbacher, BBC’ye uzaydan güneş enerjisi elde etmenin gelecekte olası enerji krizlerine karşı “muazzam” destek olabileceğine inandığını söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Ekonomimiz karbon nötr hale getirebilmemiz için enerji üretme şeklimizi değiştirmemiz ve bu konuda özellikle fosil yakıtlara bağımlılığımızı azaltmamız gerekiyor
.”

solaris

Kaynak, ESA

Güneş enerjisi uzaydan çok daha verimli bir şekilde toplanabiliyor çünkü uzayda gece olmuyor ya da bulutlar yok. Fikir son 50 yıldır tartışılıyor olsa da, bugüne kadar çok pahalı ve çok zor olması nedeniyle gerçeğe dönüşmesi mümkün olmadı.

Program, önceki planlardan farklı olarak uydu fırlatma maliyetlerini yeniden kullanılabilir roketler ve özel uzay girişimleri tarafından geliştirilen teknolojilerle düşürmeyi amaçlıyor.

Aynı zamanda uzay robotiğinde ve elektriği uzaydan Dünya’ya kablosuz olarak ışınlayacak teknolojinin geliştirilmesinde de önemli ilerlemeler yaşandı.

Solaris girişimine öncülük eden bilim insanı ESA’dan Dr. Sanjay Vijendran’a göre, “uzayda güneş enerjisi üretmek fikri artık bilim kurgu değil”.

BBC’ye konuşan Vijendran, “Potansiyel var ve uzayda bu santralleri kurma kararından önce teknoloji olanaklarını gerçekten anlamamız gerekiyor” diyor.

solaris

Solaris programının ana odaklarından biri de elektrik enerjisinin kablosuz aktarımının mümkün olup olmadığını bulmak.

Solaris ekibi bunun prensipte güvenli ve verimli bir şekilde mümkün olduğunu halihazırda ıspatlamıştı.

Mühendisler, Eylül ayında Münih’te uzay ve havacılık şirketi Airbus’ta yaptıkları bir demoda güneş pillerinden depolanan 2 KW’lık enerjiyi kablosuz bir şekilde 30 metre uzaklıktaki toplayıcılara göndermişti.

Gigavatlarca gücü binlerce kilometre öteye göndermekse büyük bir sıçrayış olacak ancak Airbus’ın üst düzey yöneticisi Jean Dominique Coste’ye göre bu, birkaç küçük adımda başarılabilir:

“Ekibimizdeki bilim insanları, uzaydan güneş enerjisi ışınlama planımızın önünde hiçbir teknik engel bulamadı.”

solaris

Kablosuz ışınlama sistemini geliştiren Emrod firmasının bilim başkanı Dr. Ray Simpkin, teknolojinin güvenli olduğunu söylüyor.

BBC’ye konuşan Simpkin “Güç, o kadar geniş bir alana yayılmış durumda ki, ışıma en yüksek yoğunluğa ulaştığında bile hayvanlar veya insanlar için tehlikeli olmayacaktır” diyor.

ABD, Çin ve Japonya da uzay tabanlı güneş enerjisi santrali geliştirme yarışında ilerlemiş durumdalar ve yakında kendi planlarını açıklamaları bekleniyor.

Birleşik Krallık’ta da Space Solar adlı bir şirket kuruldu. Şirket uzaydan ışınlamayla güç aktarımını altı yıl içinde başarmayı ve bunu ticari olarak dokuz yıl içinde sunmayı hedefliyor.

uzayda yenilenebilir enerji

Birleşik Krallık hükümeti tarafından yapılan bağımsız bir değerlendirme, ESA’nın kendi tahminleriyle uyumlu olarak, uzayda bir elektrik santraliyle aynı miktarda elektriği üretebilen bir uydunun 2040 yılına kadar mümkün olabileceği sonucuna varmıştı.

Ancak Vijendran’a göre, daha fazla finansman ve siyasi destekle, ABD Başkanı John Kennedy’nin 1961’de Amerikalı ilk astronotu Ay yüzeyine göndermek için belirlediği son tarihe benzer şekilde, teknoloji on yıl içinde hazır olabilir. Vijendran, “Bu, bizim neslimiz için Ay’a gitmeye eşdeğer olabilir” diyor.

Yoruma kapalı.