Şöhret yolları dikenli

Prestij sorunu pek çok açıdan ilginçtir; yarından itibaren sadece Türkiye’de değil, Avrupa, Orta Doğu ve Azerbaycan’da da gösterilecek! Film, yapımcı, yönetmen ve senarist; şarkıcı Mahsun Kırmızıgül’ün tüm zorluklara rağmen müzik dünyasında nasıl bir şöhrete ulaştığını anlatıyor. Mahsun bu yolculukta yalnız değil, Özcan Deniz’le ve hiç bilmediğim Haluk Levent’le birlikte. 2003 yılında kaybettiğimiz müzik yapımcısı Hilmi Topaloğlu, farklı türlerde şarkı söyleyen üç genci keşfederek pazarladı ve başarılı olana kadar destekledi.

MÜZİK PAZARI

Kırmızıgül, kendisinden değil Hilmi Topaloğlu’ndan bahsettiğini söylüyor ama filmin konusu Unkapanı Çarşısı’nın o yıllardaki müzik piyasası ve ilişkilerin önemi. Sokaklarda gitarıyla şarkı söyleyerek para toplayan ve bunu yoksullarla paylaşan Haluk Levent, Almanya’da barlarda şarkı söylerken bulunup getirilen Özcan Deniz, ünlü olmaya çalışan Mahsun Kırmızıgül hepimiz için nostaljiktir. konservatuarda tenor olmak için şan dersleri alırken gizlice arabesk söylüyor. .

Filmde başrolde yer alan tüm oyuncular galaya katılırken, Özcan Deniz hastalığını bahane etti. Mahsun Kırmızıgül, oğlu Mahmut ve kendisini canlandıran kızı Lavin ile poz verdi.

ZAMANI GELDİ

Hilmi Topaloğlu’nun sefahati, köşk yönetimi ve oradan müzik yapımcılığı yapması da filmin ilginç yanları ve bu durum oğlunun filmin babasının kişilik haklarına zarar verdiğini söyleyerek çok kızmasına neden oldu ve dava açtı. Mahsun Kırmızıgül’ün şansına Mustafa Uysal’ın Neşet Ertaş filmi çekilmedi ama gösterildi!

OYUNCULAR

Filmin senaryosu biraz komedi, biraz dramatik, sonra Mahsun’un her zaman yaptığı gibi karmakarışık. Ama oyuncular harika. Kime sorsa gittiler: Engin Hepileri, Hilmi Topaloğlu’nu büyük bir başarıyla canlandırırken, Eser Yenenler de partner rolünde aşağı kalmıyor. Küçük rollerde bile Defne Samyeli ve Erkan Petekkaya yer aldı ve benim için en şaşırtıcı olanı Mahsun’u ona çok benzeyen oğlu Mahmut’un canlandırması oldu! İkisi için de oldukça duygusal anlara neden olan bu durum Mahsun’un hayatında asla unutulmayacaktır. Melisa Döngel ve Miran Damla Yılmaz gibi genç kadınlar farklı kıyafetleriyle filme ve galaya ayrı bir hava kattı. Şebnem Bozoklu’nun performansı da çok iyiydi. Özcan Deniz, galada seyircilerin arasında olmamasıyla dikkatleri üzerine çekti ancak yeni damat, kendisinin ve oğlunun çok hasta olduğunu söyleyerek özür diledi. Sanırım balayında üşüttüler?

Yeter laf, sinema olarak filmin değeri nedir, özellikle kalabalık sahnelerde son yıllarda gördüğümüz yabancı filmlerin atmosferini, stadyumdaki o konseri, özel televizyonun ilk yıllarını ve gerçeğini buldum. oraya varmak için birbirlerini kovalıyorlardı ve ilk yayınların görünüşü çok gerçekçiydi. “Neredesin Firuze?” Özcan Deniz ve Mahsun, Demet Akbağ ile. Beni film kadar etkilemedi ama bu başka bir tür. Büyük taahhüt, para ve katılımla büyük üretim. Ödüllü olması, sadece sinemalarda gösterileceği sözü de önemli, yaşasın sinemalar. Ben hala sinemada sinema izlenir diyenlerdenim!

Yoruma kapalı.