Merkez Bankası (TCMB), Haziran ayında politika faizini 650 baz puan artırarak %15 indirmiş ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkılaştırmaya devam edeceğini açıklamıştır.
Haziran ayındaki faiz artışı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yıllardır izlenen, reel faiz negatifleriyle büyümeyi ve yatırımı desteklemeye yönelik politikalardan vazgeçilmesinin en önemli sinyali olarak algılandı.
“YÜZDE 20’NİN ÜZERİNDE…”
Ancak bu sert faiz artışı bile beklentilerin altında kaldı. BlueBay Wealth Management’tan Tim Ash, Temmuz ayındaki MPC toplantısıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Resmi oranı %20’ye çıkarmak için bir adımdan daha azı bir hayal kırıklığı ve Erdoğan’ın Şimşek ve Erkan’ın yapabileceklerini sınırladığının bir işareti olarak görülecektir.”
Ekonomi yönetimi ise parasal sıkılaştırma sürecinin makroekonomik ve finansal koşullar üzerindeki etkilerine dikkat çekmekte ve süreci kademeli olarak yöneteceklerine dikkat çekmektedir. Düşük faiz politikalarının neden olduğu döviz krizi ve TL’de devam eden değer kaybının etkisiyle enflasyon Ekim 2022’de 24 yılın zirvesi olan yüzde 85,51’e yükseldi.
Haziran ayında yüzde 38,21’e gerileyen enflasyonun önümüzdeki aylarda tekrar yükselişe geçmesi bekleniyor. Haziran ayında TL’deki %20’lik değer kaybı ve vergi artışları nedeniyle TÜFE tahminleri yukarı yönlü revize edildi. Ekonomistler, Temmuz ayı çift haneli aylık TÜFE’yi beklerken, yılsonu tahminlerini yüzde 50-60, hatta daha fazla revize etmenin kaçınılmaz olduğuna işaret ediyor.
Artışların ardından enflasyondaki yükseliş eğilimi devam ederken, TCMB faiz artışının boyutu piyasalar açısından önem arz edecek.
FAİZ ARTIŞININ DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR
Reuters anketine göre TCMB’nin önümüzdeki aylarda faiz artırımlarına devam etmesi bekleniyor. Ankette ortanca 2023 yılsonu faiz oranı tahmini %25 seviyesinde. Tahminler %24 ile %35 arasında değişmektedir.
TCMB, Erdoğan’ın yakın zamana kadar uyguladığı politikalar sonucunda 2021’de %19 olan bir hafta vadeli repo faizini %8,5’e indirdi. Seçim öncesi yüksek enflasyona rağmen faizler düşük tutulurken, TCMB TL’nin daha fazla değer kaybetmemesi için rezervlerden satış yapıyordu.
Düşen faizler ve seçim öncesi rezerv satışları TL’yi desteklerken değer kaybını durduramadı. Mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin ardından yapılan politika değişiklikleriyle TL’nin değerini belirlemek için rezerv kullanımına son verildi. Döviz kuru politikalarında “daha şeffaf” politikalara yönelik adımlar atılmıştır.
Sonuç olarak, TCMB’nin net uluslararası rezervleri 7 Temmuz itibarıyla 13,17 milyar dolar düzeyine yükseldi. TCMB net rezervleri 2 Haziran’da 2002’de başlayan veri serisinin en düşük seviyesi olan -5,7 milyar dolara gerilediğinden, son beş haftada 18,9 milyar dolar toparlandı.
TCMB, faiz kararını Perşembe günü saat 14.00’te açıklayacak.
Yoruma kapalı.