Prof. Dr. Üstün Dökmen hayal kırıklığı yaşayan milyonlarca seçmene seslendi: Yeni hedefler zamanı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Erdoğan’a oy vermeyen yaklaşık 25 milyon seçmeni kaybettiğini hissetti ve çaresizlik içinde kaldı. Erdoğan’a destek vermeyen vatandaşların bu umutsuz ruh halinden ve hayal kırıklığından nasıl kurtulacağını bilen Psikolog Prof. Dr. Üstün Dökmen, Cumhuriyet’i değerlendirdi. Bu kesimin yeniden canlanması için geleceğe yönelik yeni hedefler belirlenmesi gerektiğini söyleyen Dökmen, “Vazgeçmemeliyiz, vazgeçmemeliyiz. “Rüzgar geçer, kulaklar kıvrılır ve sonra tekrar yükselir” dedi.

prof. Dr. Dökmen, umudun yeşermesi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

GEÇMİŞTEN DERS ALMALIYIZ

Hayatta birçok zor durum ortaya çıkabilir. Bu zor durumlardan sonra ana stratejimiz geçmişten ders almak olmalıdır. Birkaç gün bu duruma üzülebiliriz ama birkaç ay üzülmek gerçekçi değil. Geçmişten ders almalı ve bu durumun neden ortaya çıktığını düşünmeliyiz. Birbirimizle konuşup fikir alışverişinde bulunmalıyız.

SADECE SİYASET OLMAMALIDIR

Siyasileri suçlayabiliriz ama tek başına onları suçlamak yetmez. Biz de rol oynamalıyız. Bir şarkıda “Sen doldur ben içerim” mısrasından bahsedilmektedir. Buradaki doğru bir benzetme değil. Neden o döküyor ve ben içiyorum? doldurup içiyoruz. Artık siyasetçilere de aynı gözle “Sen doldur ben içerim” anlayışıyla bakıyoruz. Bu işlevsel değil. Hayal kırıklığına uğrayan insanlar artık başkalarından bir şey beklemeden siyasette aktif rol almalıdır. Çocukluğumdan beri büyüklerimizin şu sözlerini duyarım: “Atatürk gelip bizi kurtarsa ​​da.” Atatürk gelmedi, neden küçük çaplı bir Atatürk olmuyorsunuz? Bu dışarıda bekliyor. Herkes taşa el atmalı. Ayrıca artık farklı bir bakış açısına ihtiyaç var.

GELECEK İÇİN HEDEFİMİZ OLMALI

Hayal kırıklığına uğrayan 25 milyon seçmenin bir gelecek hedefi olması gerektiğini vurgulayan Prof. Üstün Dökmen, “Kendini hedefine ve önündeki yeni sınava hazırlamalı. Böyle düşünürse keyfi yerinde olur. Şirket ve gruplar geleceğin odak noktası olmalıdır. ‘Dayanıklılık’ içinde olmalıyız. Hacıyatmaz oyuncağı gibi pes etmemeliyiz” dedi.