
Kaynak, Getty Images
Afrikalı gazetecilerden mektuplar dizisinde, İsmail Einanshe İtalya’da sefalet koşullarında yaşayan ve işçi simsarlarına çalışan Afrikalı zeytin toplayıcıları anlatıyor.

İtalya’nın Sicilya adasındaki Campobello di Mazara yeşil tarlaları kaplayan sıra sıra zeytin ağaçlarına bakan bir kasaba. Çiftçilerin sandık sandık olgun yeşil zeytinlerle dolu kamyonları gelip, geçiyor.
Ancak bu muhteşem manzaradan kısa bir yürüme mesafesi uzakta, çok daha karanlık bir yer; bir mülteci kampını andıran, derme çatma, kirli bir kamp alanı var.

Kaynak, KATE STANWORTH
“Getto” diye bilinen bu alan çoğu Gambiya, Senegal ve Tunus’tan gelen yüzlerce Afrikalı tarım işçisinin evi.
Çoğunluğu Afrikalı tarım işçilerine ev sahipliği yapan bu tür “gettolar” İtalya’nın diğer kesimlerinde, örneğin güneydeki Puglia’da da var. Birleşmiş Milletler (BM) 450 ila 500 bin düzensiz göçmenin ülkenin tarım sektöründe çalıştığını ve bu iş gücünün yarısını oluşturduklarını tahmin ediyor.
“Campobello İtalyanca ’da güzel kırsal anlamına geliyor ama kampa bakıldığında sefaletten ve atılmış ahşap kapılardan, plastikten ve eski zeytin tenekeleri gibi metallerden yapılmış tek odalı barakalardan başka bir şey görmek mümkün değil.
Burada yaşayanlar dışarıdan gelenlere pek güvenmiyor ve gittiğimizde sadece birkaçı konuşmaya istekliydi.
Öğle yemeğini hazırlayan Senegalli bir adam çıplak elleriyle kirli suyla dolu bir tencerede et yıkarken, bir diğeri bir koyunu kesiyor, bir üçüncüsü de elindeki plastik şişeden kuzuları sütle besliyordu.

Kaynak, KATE STANWORTH
Kampın arka tarafında geniş bir açık alan çöp yığınlarıyla dolu ve 1 dolara kullanılabilen derme çatma bir duş var. Bir kova su da 1 dolara satılıyor.
Yapıyı sadece ilk adını vermek isteyen ve buraya 2017’de gelen Gambiyalı göçmen Boja inşa etmiş. İlk olarak zeytin bahçelerinde çalışmaya geldiğini ama daha sonra marangozluk kabiliyeti nedeniyle kampın inşaatçısı olarak kullandığını anlatıyor.
Boja, işçilere aylığı 100 dolardan kiralanan barakaları yapıyor.
Ama barakalarda yaşayanlar sefil bir yaşam sürüyorlar. Çeşme suyu, kanalizasyon sistemi, elektrik yok. Boja yemek pişirmek ve geceleri ısınmak için ateş yakıldığını söylüyor.
Sıcak hava dalgasında tarım işçiliği
Yine de her yıl, resmi belgeleri olmayan 1000’den fazla göçmen, karaborsa çetelerinin Eylül’den Kasım’a kadarki zeytin hasadında çalışmak için bu gayrı resmi kampı dolduruyor.
Buradaki çiftçiler dünyanın en iyi sofra zeytini olarak kabul edilen Nocellara del Belice zeytinini yetiştiriyor. Zeytinlerin elle toplanıp, dünya genelindeki pahalı şarküterilere ve süpermarketlere gönderilebilmesi için çok sayıda işçi çalıştırmak zorundalar.

Kaynak, KATE STANWORTH
“Caporalato” diye bilinen simsarlık sistemiyle, göçmenler doğrudan çiftçilere çalışmıyor ve yasa dışı göçmen olmaları nedeniyle emekleri çok ucuza, saatte 2 dolara satın alınabiliyor.
Boja gettonun tehlikeli bir yer olabileceğini söylüyor. Uyuşturucu ticareti ve seks işçileri açıkça görülüyor. Polis bile, geçen yıl bir kısmı yandığında Ömer Baldeh adlı bir göçmenin öldüğü, yüzlercesinin de evsiz kaldığı kampa girmek istemiyor.
Yakındaki Campobello di Mazara kasabasında ise kimse yok. Sokakları pencereleri tahtalarla kapatılmış evlerle dolu. Kasaba sakinleri, kuzey İtalya ve Avrupa’nın diğer kesimlerinde iş fırsatları bulmak için evlerini terk ediyor.
Geceleri kasabada sadece Tunuslu ve Senegalli göçmenlerin dışında oturup, kahve ve sigara içtikleri birkaç paket pizza restoranı ve kafede hayat var.

Kaynak, KATE STANWORTH
Yangında kaybettiklerini anlatmakta zorlanan Boja, kamptakilerin hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yaptıklarını söylüyor.
Geçen ay. yangının birinci yıl dönümünde anma için Afrikalı göçmenler Campobello di Mazara’da İtalyan eylemcilerle birlikte daha iyi koşullar talebiyle yürüyüş yapmıştı.
Protestoya katılanlardan biri de, tam adını vermek istemeyen Gambiyalı göçmen İsa’ydı. Puglia’da, 1.500’den fazla göçmenin yaşadığı Büyük Foggia gettosunda iki yıldan fazla zaman geçirdiğini anlatıyor.
İşçi simsarlarının Afrikalı göçmenlere muamelesinden şikayet ediyor, aşırı sıcakta uzun saatler çalıştırdıklarını söylüyor.
Haziran 2021’de, 27 yaşındaki Malili tarım işçisi Camara Fantamandi, kızgın güneşin altında domates topladıktan sonra öldü.
İsa, “Ne kadar sıcak olursa olsun, Puglia’ya gittiğinizde çiftliklerde çalışan Afrikalı göçmenler görürsünüz” diyor.
Sıcaklığın 40 dereceye çıkabildiği, göçmenlerin bahçelere gitmek istemediği en sıcak günlerde simsarın vazgeçmediğini, arayıp “İsa, neredesin, niye işe gelmedin?” dediğini anlatıyor.
“Hava ne kadar sıcak olursa olsun, kalkıp işe gitmelisiniz” diye ekliyor.
İtalya’yı da ciddi şekilde vuran iklim krizinde en büyük zorluğu Afrikalı göçmenlerin çektiği görülüyor.
Sicilya, sıcak hava dalgalarının merkez üssü ve 2021’de 48 dereceyle Avrupa’da kayıtlara geçen en yüksek sıcaklığın görüldüğü yer.
Sicilya’nın başkenti Palermo’daki Gambiyalı Toplumu Derneği’nin 24 yaşındaki Sözcüsü Mustafa Jarjou, işin ironik yanının, Avrupa’ya tehlikeli Akdeniz yolculuğuyla gelenlerin bir çoğunun, Afrika’da iklim değişikliği nedeniyle azalan fırsatlardan dolayı göç ediyor olduğunu söylüyor.
‘Biz olmadan yaşayamazlar’
Pandemiden önce bir BM uzmanı “sofistike İtalyan gıda sistemi” tarafından istismar edilen tarım işçilerinden bahsetmiş ve belgesiz göçmenlerin “arafta bırakılmasını” kınamıştı.

Kaynak, KATE STANWORTH
İtalyan makamları, son yıllarda işçi simsarlığını engellemek için girişimlerde bulunulduğunu söylüyor.
Sistem 2011’de yasa dışı ilan edilmiş ve çiftçilerin işçi simsarlarını kullanması hapis gerektiren bir suç haline getirilmişti. Ancak yasada göçmenlerle ilgili herhangi bir düzenleme yoktu.
Pandemi sırasında, İtalyan hükümeti işçi açığıyla başa çıkabilmek için binlerce düzensiz göçmene çalışma izni çıkarmıştı.
Ancak geçen ay aşırı sağcı iktidarın yönetime gelmesiyle, belgesiz göçmenlere böyle bir düzenlemenin bir daha yapılması beklenmiyor.
Adının açıklanmasını istemeyen Senegalli bir göçmen işçi, Toskana genelinde yıllarca mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştığını ve günde 60 dolar kazanabileceğini duyduğunda Sicilya’ya geldiğini anlatıyor.
İşçi sıkıntısı ve Covid’in etkileri ücretlere küçük bir artış getirdi.
12 saatlik mesaisi sabah 06:00’da başlıyor ve topladığı her bir sandık zeytin başına 5 dolar kazanmayı bekliyor. Günde en az 10 sandık toplamayı amaçlıyor.
İş zorlu ve yıpratıcı ama onun gibi göçmenlerin bulabileceği tek işin bu olduğunu söylüyor.
Gastronomiye düşkün ülkede, İtalyanların, göçmenlerin önemini anlayamadığını söylüyor. “Biz olmadan yaşayamazlar, yiyeceklerini yetiştiriyoruz”
Yoruma kapalı.