Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Altınevler Sitesi’ndeki dedesinin okumaya gittiği ve yalnız kaldığı evinde deprem olan 19 yaşındaki Gürkan Öztürk enkaz altında kaldı. Öztürk’ün annesi, babası ve erkek kardeşinin evleri ilk depremde hasar görmedi.
Paylaşımların arasındaki yaşam alanında gözlerini açan öğrenci, yaşadığı anları cep telefonuyla kaydetti.
Molozla kaplı dar bir alanda sadece eli ve kolunun görülebildiği videoda Öztürk’ün ilk sözleri, “Depreme yakalandım. Allah yardımcın olsun, umarım herkes iyidir. genç ölmek.”
“ELİMİN UCUYLA İLERİYE KAZIYORUM”
Artçı sarsıntıları enkaz altında hisseden Öztürk, görüntüdeki duygularını şu şekilde dile getirdi:
“Arkadaşlar yaklaşık 40 dakika oldu içeride. Bu an sanırım bacak kısmını açmayı başardım. Elimin ucuyla öne doğru kazdım. Yatak kısmı çökmesin diye içini taşlarla doldurdum. Ne olur ne olmaz diye. .Aşağıdan soğuk bir hava hissediyorum sanırım delik açtım nefes alabiliyorum bakalım bu depremden sonra hayatta kalabilecek miyiz Ayrıca bu depremden sağ çıkarsam hayattaki şeylerin kıymetini daha iyi anlayacağımı düşünüyorum .Daha çok seveceğim çok insan var.Hepinizi çok seviyorum özellikle annem,babam,kardeşlerim.Korkmayın, umarım dışarıya kızmazsınız.”Daha 3-5 yıllık binaların başına bir şey geldi”.
DUVARA TAŞ YAKALAYARAK BABASIYLA İLETİŞİM KURDU
Görüntülerde, yardıma gelenlere sesini duyurmak için duvara taş ve demire vuran genç, babası Ertuğrul Öztürk’ün sesini duyunca büyük sevinç yaşadı.
Babasının yönlendirmesiyle taşları duvara bir iki kez vurarak sağlığı ve çevresi hakkında bilgi veren Öztürk, bu iletişim yöntemiyle enkazdaki kurtarma ekiplerinin işini kolaylaştırdı ve 63 saat sonra kurtarıldı.
Ambulansla sevk edilirken acil servis ekipleriyle konuşmasına dikkat çeken Gürkan Öztürk, ders kitaplarının enkazda kalmasına üzüldüğünü ve gerekli tetkiklerin ardından Adana’nın Ceyhan ilçesindeki amcasının evinde hastaneye kaldırıldığını söyledi. ailesiyle.
“KENDİM İÇİN HAVA DELİKLERİ AÇTIM”
Lise öğrencisi Öztürk, şiddetli sarsıntıdan büyük korku duyduğunu söyledi.
Depremi hissettiğinde ‘hayat üçgeni’ oluşturduğunu iddia eden Öztürk, “Enkaz içindeydim. Dışarıdan ses gelmiyor. 2 gündür yağmur yağdığını görmüyorsunuz. Geceyi soğuktan anlardım.Kendime hava delikleri açtım.20-30 saat beton kırdım.Bulamıyorlar, ulaşamıyorlar dedim kendi kendime.Paketledim. 2-3 gün daha bekleyin” ifadelerini kullandı.
İnanılmaz bir süreç geçirdiğini ifade eden Öztürk, “Zaten nefesim daralıyor. Bu nasıl bir süreç derseniz inanılmaz bir şeydi. Bu duyguyu tarif edemem. kaygı kalıbı değil.” Sadece oradaki diğer insanlar seni seviyor, biliyorsun, biz onlar için çıkıyoruz. “Geliyor,” dedi.
“BAŞIM TELEFONDA OLARAK UYUYORUM”
Enkazın altında farklı duygular yaşadığını anlatan Öztürk, şunları söyledi:
“Çok şükür telefonum var, kafam telefonda uyurdum. Sürekli içeride bayılıp kendi kendine konuşuyorsun. Enkazın içinde 45-50 kişi varmış gibi ders veriyordum. Ulaşmaya çalıştım. Dışarıdan bağırınca taşa, ‘Çal, yaralıysan bir kere hareket et, değilsen’ dedi babam. “İki kere vur” diyor. o ne derse onu yapıyorum “Sağlığınız iyi mi?” diye sorar, taşı yanımdaki demire çarptım.”
Enkazdan çıktığı anı ve sonrasında yaşananları hatırlamadığını belirten Öztürk, ailesine kavuştuğu için çok mutlu olduğunu sözlerine ekledi.
Yoruma kapalı.