Cicero’ya göre kader!

“Her şey doğadan ve şanstan geliyorsa, kader üzerinde durmanın ne anlamı var?”

Rehber

LATİN-TÜRKÇE

M.Ö. 106 yılında Arpinum’da doğan devlet adamı, hatip ve düşünür Marcus Tullius Cicero’nun “De Fato” (Kader Üzerine) parşömenine yazdıklarını veya iki bin yıl sonra yayınlanan kitaplardan veya sanal olarak okumak kaderimizde vardı. Yoksa C. Cengiz Çevik’in çevirisiyle Latince orijinalinden kitabı raftan indirdiğimizde bu kaderi kendimiz mi belirledik?

Cicero’nun kesin bir yargıda bulunamadığı bir “kader” sorunu varsa, böyle şüpheci bir önermeyle bir açıklama yapmak istedim.

Agile, sonunda Giriş ve Açıklamalar bölümünde okuyucunun karşısına çıkan soruları yanıtladı. İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan 68 sayfalık kitapta Cicero’nun yazılarının Latince aslını sol sayfada, Türkçe çevirisini ise karşı sağ sayfada bulabilirsiniz.

2 BİN YILLIK METİNDEN BUGÜNE KADAR KALAN

“2000 yıl önce Cicero tarafından yazılan bu metinden geriye ne kaldı?” Cengiz Çevik bu soruyu şöyle yanıtladı: “Eski bir metnin yazılma tarihini veya içeriğinin oluşumunu belirlemek için kullanılabilecek en makul yöntem, bir olayı içeriğine dayandırmak ve metni buna göre konumlandırmaktır.” netleştirir.

MS 9. yüzyılda Charlemagne’nin parşömen üzerine mektuplarla yazdığı Cicero’nun eserinin üç eski el yazması hala Leiden Üniversitesi kütüphanesinde, ancak eserin birçok kısmı kayıp.

Öyle ki Kader Üzerine, günümüze ulaşan haliyle eksik bir cümleyle başlıyor:

“(…) felsefenin bu alanına genel olarak ‘örf üzerine’ diyoruz, çünkü onların ethos dedikleri adetlerle ilgilidir. Ama buna ahlak demek gelişen Latin diline yakışır.”

KADER ÜZERİNDE NEDEN YAZILMIŞTIR?

Cicero’yu kader hakkında yazmaya iten neydi? Genelde filozofların karşıt görüşlerine yazılarında yer veren ve herhangi bir öneride bulunmayan Cicero, On Fate’de bu tavrından neden vazgeçmiştir? O anlatıyor:

“Tanrıların doğası ve kehanet hakkındaki diğer kitaplarımda kullandığım yöntem, her iki taraf adına açıklamalar yapmaktı, böylece kişi kendine çok makul görünen şeyleri doğru kabul edebilirdi, ama bu kader tartışmasında, bir tesadüf bunu yapmamı engelledi”.

Cicero, bu tesadüfü, arkadaşıyla yakın arkadaşı arasında “Masaya koymak istiyorum, sana yük olmayacaksa aleyhindeki argümanları dinlerim” diyerek kader temasını açmasına bağlar. Hirtius çiftliğinde buluştu ve huzurlu bir ortamda her gün boş zaman problemlerine odaklandı.

Cicero, o dönemde yaşanan olaylar ve isimlerle kadere karşı çıkarken şöyle diyor:

“Herkül aşkına, korsan Icadius’un belirli bir kaderi olduğunu bile düşünmüyorum. Çünkü geleceğinin söylendiği hiçbir yerde yazmıyor. Peki mağaradayken bacaklarının üzerine taş düşmesi ne kadar şaşırtıcı? Bence Icadius o anda mağarada olmasaydı o taş tekrar düşecekti çünkü ya hiç tesadüf yok ya da şans bu olayı meydana getirdi. Madem her şeyin mantığı tabiatta ve talihte olduğu gibi kaderde de olduğuna göre, kader üzerinde durmanın mantığı nedir?

CICERO HALA GÜNCELLENİYOR!

Cicero’nun hayatından bahseden Cengiz Çevik, “Gençliğinde Roma’da kültürlü olmak, anadili olan Latince’nin yanı sıra Yunanca da bilmek demekti. O, birçok çağdaşı gibi filozofların düşüncelerini içeren metinlerle karşılaştı ve bunları inceledi. ve genç yaşta tarihçiler Yunanlılar.” Diyor.

Roma hukuku tahsili yapan Cicero, önce askerliği seçip sadece iki yıl devam ettirdikten sonra hukukçu olup önemli davalarla uğraşmış ve dönemin diktatörü Sulla’nın gazabında Atina, Küçük Asya ve Rodos’a gitmiştir.

Eski zamanların ateşli bir hatibi olarak konsüllüğe seçilen Cicero, daha sonraki yıllarda hem Sezar hem de Antonius ile çelişti. M.Ö. 7 Aralık 43’te başı ve elleri kesilerek idam edildi.

2000 yıl sonra Çevik’e göre, Cicero bugün hala geçerli: “Cicero, örnek yaşamıyla da olsa düşünce dünyasında büyük bir etkiye sahipti. Roma’yı birey, geleneksel toplumsal düzen ve devlet üçgeninde ele alan eserlerini her dönemden farklı düşünürler defalarca okumuşlar ve her okumada onun zamanın ötesindeki ve eskiye dönük tespitlerini kavramışlardır. her yaştan insanı ciddi anlamda hedef alıyor.

Yoruma kapalı.