Hidrojel, kuraklıktan etkilenen Akdeniz bağlarını korumak ve dayanıklılığını artırmak amacıyla Mersin Üniversitesi'nde (MEÜ) üretildi.
MEÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yağmur Uysal danışmanlığında Doç. Dr. Zeynep Görkem Doğaroğlu'nun araştırmacı olduğu “İklim değişikliği karşısında Akdeniz bağlarının organik yönetimi ve korunmasına yönelik ekolojik araştırmalar” başlıklı TÜBİTAK destekli uluslararası proje hazırlandı.
Akdeniz ülkelerinde uluslararası ortak projeleri destekleyen PRIMA (Akdeniz Bölgesinde Araştırma ve Yenilik Ortaklığı) programı kapsamında kabul edilen VINEPROTECT adıyla da bilinen proje, Portekiz, İtalya, Fas ve Türkiye'deki üniversitelerde uygulanıyor. Projenin Türkiye kısmında çalışan ekip, Akdeniz ülkelerinde kuraklıktan zarar gören bağlara önlem almak amacıyla hidrojel üretti.
BAĞLARIN DİRENCİNİ ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPILIYOR
Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yağmur Uysal, iklim değişikliği nedeniyle su kaynaklarının azaldığını ve bağların kuraklıkla mücadele direncini artırmaya yönelik uygulamaların hayata geçirildiğini söyledi. Profesör. Dr. Uysal şu ifadeleri kullandı:
“Laboratuvarımızda hidrojel üretiyoruz. Bu hidrojeller toprağa uygulandığında toprağın su tutma kapasitesini arttırır. Çünkü boncuklu bir yapıya sahiptir. Şişirme özelliği vardır. Suyu emdiğinde şişer ve zamanla yavaşça serbest bırakır. Tekrar su aldığında tekrar şişer ancak bu işlemi sürekli olarak gerçekleştirebildiği için tarım ürünlerinin sık sık sulanmasına gerek kalmaz. Dolayısıyla sulama sıklığının azaltılması, sulama suyu ihtiyacının da azaltılması anlamına geliyor. Çünkü çiftçilerimiz zaten sulama konusunda büyük sıkıntı yaşıyor. Bunu sadece bağa değil tüm tarım ürünlerine uygulayabiliriz.
Proje kapsamında üniversite bünyesinde oluşturulan alanda saksı denemeleri yaptık ve çalışma sonunda sulama ihtiyacının azaldığını gördük. Kışın saksılardaki asmaları budayıp biokömür tekniğiyle kömürleştirdik. Ürettiğimiz karbonu bu hidrojellerin içerisine ekliyoruz. Ürettiğimiz hidrojel adı verilen polimerik bir malzemedir. Bunlar aslında kömür içeren inciler çünkü budama atıklarını kömürleştiriyoruz ve içine koyuyoruz. Bu şu şekilde katkıda bulunur; Tarım ve budama atıklarınızı değerli bir ürüne dönüştürün. Onu kömüre çeviriyorsun. Kömür yer kabuğundan doğal olarak çıkarılıyor ancak laboratuvarımızda onu hızlı bir şekilde biyokömür dediğimiz aynı özelliklere sahip bir malzemeye sentezleyip hidrojele dönüştürüyoruz. Bunun nedeni nedir? “Bu, sıfır atık yaklaşımıyla tarımsal atıkların azaltılması ve toprağımızın karbon içeriğinin artırılmasıyla ilgili.”
'DOĞALDIR VE ZEHİRLİ ETKİLERİ YOKTUR'
Prof., testlerden iyi sonuçlar aldıklarını söyledi. Uysal, şöyle konuştu: “Orta kuraklık dediğimiz biraz daha az sıklıkta sulama, çok kurak dediğimiz biraz daha uzun sulama sıklığıyla normal sulama koşullarını yaşadık. Uzun süre sulamadığımız asmalarda dahi herhangi bir solma görülmedi. Bu, hidrojellerimizi güzel bir şekilde ortaya çıkardı. Ürettiğimiz hidrojeller doğal olup toksik etkisi yoktur. Çalışmanın yaygın etkisini artırmak için gerçek üzüm bağlarına da uygulanması gerekiyor. “Hazırladığımız hidrojeller Fas, Portekiz ve Türkiye'deki üzüm bağlarında test edilecek” dedi.
Doç. projede araştırmacı olarak yer aldı. Dr. Zeynep Görkem Doğaroğlu, “Amacımız ürettiğimiz hidrojellerin yaygınlığını artırarak üreticilere ulaşmak. Dolayısıyla hem ekonomik hem de doğa dostu.